ShqiLCocq & Karagöz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ShqiLCocq & Karagöz


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Duaya Karşılık.... (güzel bir hikaye)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
karagöz
Administrators
Administrators
karagöz


Mesaj Sayısı : 314
Yaş : 36
Nerden : Ankara
İş/Hobiler : ata binmek, yüzmek, pc
Lakap : jackal
Kayıt tarihi : 26/05/08

Duaya Karşılık.... (güzel bir hikaye) Empty
MesajKonu: Duaya Karşılık.... (güzel bir hikaye)   Duaya Karşılık.... (güzel bir hikaye) Icon_minitimePerş. 29 Mayıs 2008, 09:21

Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hala az önce okudukları bir cümleye takılı kalmıştı:

“Allah insanların duasını işitir ve onlara cevap verir, onlarla konuşur.”

Dalgın
bir halde arabasına bindi. Anahtarı kontağa sokmadan önce, soğuğa
aldırmadan, birkaç dakika daha bu konuyu düşündü. Nasıl? bu soru
ruhunun derinliklerinden gelip zihnini bir bulut gibi kaplıyordu.

Nasıl?

Onun her şeyi duyabileceğinden zerre kadar şüphesi yoktu, ama yine de dualara nasıl karşılık verdiğini zihni kavrayamıyordu.
Sonunda, cevabi bulmayı zamana bırakmayı düşünüyordu ki, birden içinden bir ses “Bunu neden bir dua vesilesi yapmıyorsun?” dedi.

Sahi ya, onun elinden gelen dua etmekten başka ne olabilirdi? Yüksek sesle Rabbine seslendi:

“Allahim!
Senin her kulunun kalbinden gecen arzulardan bile haberdar olduğunu
biliyorum. Benim bu dileğimi de elbette duyuyorsun. Lütfen, duaları
nasıl duyduğunu ve onlara nasıl cevap verdiğini bana öğret!”

Arabayı
çalıştırdı ve ruhen rahatlamış bir halde evine gitmek üzere yola
koyuldu. Ana caddede ilerlerken, birden garip bir duygu doğdu kalbinde.
Bu duygu arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu.

Önce kulak asmadı ve arabasını sürmeye devam etti. Ama ayni duygu bu defa daha güçlü bir şekilde benliğini sardı.

Bunun Rabbinden kendisine gönderilmiş bir işaret, bir mesaj olabileceğ ini düşünerek;

“Pekala Rabbim, sütü alacağım” dedi.

Bu,
çok da zor bir sınav gibi görünmüyordu zaten.Arabadan inip bir kutu süt
alacaktı o kadar. Öyle de yaptı ve yeniden yola koyuldu. Ana caddeden
arabasını sürmeye devam ederken, bir ara sokağın ağzından geçiyordu ki,
içindeki ses bu defa ona “O sokağa sap” diye emretti.

Önce
sokağı geçti, ama duygu kuvvetlenince Peki diyerek geri donup o sokağa
girdi. Sokaktan ilerledikçe binaların görünümü değişiyor ve iki katli
binalar yerlerini tek katli derme-çatma barakalara bırakıyordu. Birkaç
ev daha geçtikten sonra, ses durmasını söyledi. Arabayı sağa çekti ve
etrafına bakındı. Burası tam anlamıyla bir gecekondu mahallesiydi. Ve
evlerin çoğunun ışığı sönmüştü. Belli ki, sabah erkenden işe gidecek
insanlar yataklarına girmişti bile. O bunları düşünürken, yüreğinin
sesi bu defa ona su emri verdi:

“Git ve sütü sokağın karsısındaki yeşil evde yasayan insanlara ver.”

Genç adam eve baktığında onun pencerelerinden de diğerleri gibi ışık gelmediğini gördü.

Bu
anlamsız bir şey diye düşündü bir an kendi kendisine. Bu evin insanları
yataklarında uyuyorlar ve onları uyandırdığım takdirde aptal durumuna
düşeceğim. Ama o ses “Git ve sütü ver!” dedi yine ona. Tereddüt etti
uzunca zaman. Sonra aynı aksam ettiği duayı hatırladı. Ve bunun O’ndan
bir işaret olabileceğine kanaat getirdi. Arabasından çıktı. İsterlerse
bana aptal gözüyle baksınlar.

“Bu Rabb’imden gelen bir emirse
eğer ona uyacağım” dedi kararlılıkla. Sokağın karşısındaki eve gitti ve
zili çaldı. İçerden koşuşturmalar, gürültüler geldi.

“Kimsin? Ne
istiyorsun?” dedi içerden bir erkek sesi. Aksanı farklıydı, ama
söyledikleri anlaşılabiliyordu. Genç adam hemen oradan kaçıp uzaklaşmak
istedi bir an. Fakat o bunu gerçekleştiremeden kapı açıldı. Fakir
görünümlü bir adam açtı. Yüzünden hüzün okunuyordu, ama kapısında bir
yabancıyı görmekten de fazla hoşnut değil gibiydi.

“Buyrun?” diyen ev sahibine sütü uzattı. “Bunu size getirdim.”

Adam
sütü aldığı gibi içeri koştu. Daha sonra koridorun öteki ucundaki
odadan çıkan bir kadın mutfağa doğru seğirtti hızla. Onu izleyen adamın
kucağında ise bir bebek vardı. Ağlayan bir bebek. Adamın gözlerinden
sicim halinde gözyaşları dökülüyordu. Yarı ağlayarak yarı konuşarak
şunları söyledi:

“Şehre geleli iki ay oluyor. Hala iş bulamadım.
Dostun ahbabın yardımları yla bugüne kadar geldik. Ama bugün bebeğimize
süt alacak paramız yoktu. Sürekli dua ediyordum Allah’a bize süt
göndermesi için.”

Mutfaktan kadının sesi geldi bu sırada. Onun
söylediklerini anlayamadı, çünkü başka bir dil konuşuyordu. Kocası onun
sözlerini genç adama tercüme etti:

“Ondan bize bir meleğiyle süt göndermesini istiyordum. Sen bir melek misin yoksa?”

Genç
adam cüzdanındaki bütün parayı çıkarıp zorla adamın eline tutuşturdu.
Ve adama bundan sonra onun için hep dua edeceğini, ve bir iş
bulabilmesi için elinden geldiğince yardımcı olacağını söyledi.

Kelimeler boğazında düğümlenince, döndü ve arabasına bindi. Bu defa onun gözlerinden yaşlar dökülüyordu…

Artık Allah’ın kullarının dualarını nasıl duyduğunu, onlara nasıl cevap verdiğini daha iyi anlamıştı!

Dualarınızın hayırlara vesile olması dileğiyle ….

Selam Ve Dua ile…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://karagoz.yetkin-forum.com
 
Duaya Karşılık.... (güzel bir hikaye)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ShqiLCocq & Karagöz :: DİNİ :: Duanın Önemi - Çeşitli Dualar-
Buraya geçin: