karagöz Administrators
Mesaj Sayısı : 314 Yaş : 36 Nerden : Ankara İş/Hobiler : ata binmek, yüzmek, pc Lakap : jackal Kayıt tarihi : 26/05/08
| Konu: nasıl aşık oluyoruz? Perş. 29 Mayıs 2008, 09:13 | |
| Nasıl aşık oluyoruz?
Onu görünce kalbin aniden çarpmaya, elin ayağın birbirine mi dolanmaya başlıyor? O halde kesin aşıksın demektir! Peki bunun nasıl olduğunu ve hormonlarımızın nasıl tepkiler verdiğini hiç düşündün mü? İşte bilim adamlarının bu konuda yaptıkları araştırmanın sonuçları...
• Onu görünce kalbin çarpmaya başlıyor, • Son günlerde içindeki mutluluk duygusu arttı, • Hayata, olaylara daha umursamaz bakıyorsun, • Arkadaşların gözlerinin pırıl pırıl baktığını ve son günlerde yüzüne bir canlılık geldiğini söylüyorlar...
Eğer bu belirtileri taşıyorsan, aşık olduğun şüphe getirmez bir gerçek! Aşık olduğumuzda hepimiz benzer duygular yaşarız; ayaklarımız yerden kesilir, aklımız başımızdan gider, hep onu düşünür, hep onun hakkında konuşmak isteriz. Bunlar aşık olan herkesin bildiği ve binlerce yıldır yaşanan duygular... Farklı olan ise, artık tüm bunların sebebinin biliniyor olması! Aşık olunca insanların neden "tuhaflaştığı" bilimsel gerçeklerle kanıtlandı! Üstelik suçlu kalbimiz değil, beynimiz çıktı!
Aşık olunca vücudumuzda neler oluyor?
Vücuda çeşitli maddeleri salgılayarak bizim sağlıklı, mutlu yaşamamızı sağlayan salgılara hormon deniyor. Aşık olduğumuzda gösterdiğimiz dengesiz davranışlarımızın sebebi, vücudumuzun salgıladığı feromon maddesiymiş! Aşk, vücutta feromon maddesinin salgılanmasıyla başlıyormuş. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor!
Feronom, vücudumuzun salgıladığı hormonlardan sadece biri. Bu hormona "aşk hormunu" da deniliyor. Aşıkların, her dakika aşık oldukları kişiden söz etmeleri bu hormondan kaynaklanıyor. Aşık olunduğunda vücudun fazla feromon salgılamasıyla kişilerin fiziksel yapılarında ve davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlıyor. Kalp çarpıntısı, gözlerin parlaması gibi değişiklikler oluyor ve "O da beni seviyor mudur", "Acaba şimdi nerededir" gibi sorular artmaya başlıyor. Obssesive, yani takıntılı kişi davranışları gözlemleniyor. Aşkın yerini sevgiye bırakması da hormonlarla ilgili. Zamanla serotoninin azalması, oksitoksinin artmasıyla, aşk yerini bir süre sonra sevgi ve şefkate bırakıyor. Bahar ve yaz aylarında insanların daha sık aşık olmasının da bilimsel bazı sebepleri var. Özellikle bu aylarda, güneş ışınları insanların hormonal sistemini etkiliyor ve bu durumda aşk daha yoğun hissediliyor. Melanosit denen vücuda renk veren hücreler de, bu aylarda artıyor.
Peki ya aşk bitince...
Her şeyin bir sonu olduğu gibi ne yazık ki, aşk da bir süre sonra bitiveriyor. Bu süre kimine göre üç yıl, kimine göreyse 6 ay! Aşk bittikten sonra ayrılmak kişiye çok fazla acı vermiyor ancak henüz bitmeyen bir aşkın çeşitli nedenlerden dolayı sonlandırılması büyük acı ve yıkımlara neden oluyor. Aşk acısı çeken biri, sevgilisini unutamıyor, her gördüğü şeyde, her olayda ondan bir parça buluyor. Bir yandan yaşadıklarına inanamayıp, ‘Gerçekten bu aşk bitti mi, onsuz ne yaparım’ gibi duygulara kapılıyor. Eğer kişinin başka bir uğraşı yoksa, bu durum giderek vahimleşerek takıntılı bir hale gelebiliyor. Uzmanlara göre bu durumda tek yapılması gereken, sevgiliyi hatırlatacak şeylerden mümkün olduğunca uzak durup, yeni bir çevre edinmek ve her şeyi zamana bırakmak. Zaman, her şeyi olduğu gibi aşk acısı da hafifletiyor. | |
|