ShqiLCocq & Karagöz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ShqiLCocq & Karagöz


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 niçin unutuyoruz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
karagöz
Administrators
Administrators
karagöz


Mesaj Sayısı : 314
Yaş : 36
Nerden : Ankara
İş/Hobiler : ata binmek, yüzmek, pc
Lakap : jackal
Kayıt tarihi : 26/05/08

niçin unutuyoruz Empty
MesajKonu: niçin unutuyoruz   niçin unutuyoruz Icon_minitimePerş. 29 Mayıs 2008, 09:06

Hastalığın tedavisi,
hastalığın keşfiyle başlar. Hastalık keşfedilmeden ve sebepleri
bilinmeden tedavi mümkün değildir. Demek ki tedavi için, ilk önce
hastalığın sebepleri bilinmeli ve daha sonra o sebepler yok
edilmelidir. Bu sayede tedavi gerçekleşmiş olur.

Unutmak ta bir
hastalıktır. Eğer bizler bu hastalıktan kurtulmak istiyorsak, ilk önce
sebeplerini bilmek ve daha sonra bu sebepleri yok etmek zorundayız.
İşte bunu yaptığımızda, unutma hastalığından kurtulacak ve unutmayan
birisi olacağız.

Unutmanın iki sebebi vardır:

1. sebep:
Öğrenme işleminin içine beynin sağ lobunu sokmama ve sadece sol lobu
kullanarak öğrenmeye çalışmaktır. Beyninin sadece sol lobunu kullanarak
öğrenmeye çalışan birisi: Tek kanatla uçmaya çalışan bir kuşa veya tek
bacakla koşmaya çalışan bir insana benzer. Bir kuş tek kanadıyla ne
kadar uçabilirse ve bir insan tek bacağı ile ne kadar koşabilirse,
insan da beyninin sadece sol lobunu kullanarak o kadar sağlıklı
öğrenebilir.

Beynin sağ lobunu kullanmaktan maksadımız:
Öğrenmede hayali devreye sokmaktır. Başka bir ifade ile: Okumak yerine,
bilgiyi seyretmek ve bilgileri anı formatında beyne göndermektir. Bir
formülü, bir telefon numarasını, bir cümleyi, bir konuşmayı… hangi tip
bilgi olursa olsun, o bilgiyi resimlemektir.

Mesela bir filmi
seyrederken, sesler beyninizin sol lobunda, görüntüler ve resimler ise
beyninizin sağ lobunda işlenmektedir. İki lop dengeli bir şekilde
çalıştığından dolayı sağlıklı bir öğrenme yapmaktasınız. İşte bu yüzden
bir filmi seyrettiğinizde unutmazsınız, ama aynı filmin kitabını
okuduğunuzda unutursunuz. Çünkü kitabı okurken beyninizin sadece sol
lobu çalışır ve okuduğunuz metinler sol lopta anlaşılmaya çalışılır.
Ama filmi seyrettiğinizde sesler sol lopta işlenirken, görüntüler sağ
lopta işlenmekte ve bu sayede beynin iki lobu aynı anda dengeli bir
şekilde çalışmaktadır. Neticede de seyredilen bir film unutulmamaktadır.

Bir
şarkıyı dinlerken de aynı olay cereyan etmektedir. Şarkının sözleri sol
lopta, müzik ve ritim ise sağ lopta işlenmektedir. İki lop dengeli bir
şekilde çalıştığı için birkaç defa aynı şarkıyı dinlediğimizde,
ezberlemeye çalışmadığımız halde şarkıyı mırıldanmaya başlarız. Eğer o
şarkının sözlerini, müzik olmaksızın, sadece kağıda bakarak ezberlemeye
çalışsaydık, defalarca okumak zorunda kalırdık. Bunun sebebi: Müzik ve
ritmin olmaması ve bundan dolayı da beynin sadece sol lobunun çalışarak
sağ lobun atıl kalmasıdır.

2. sebep: Unutmanın bir başka sebebi
de bilgilerin beynin neresinde olduğunu bilmemektir. Buna, "yer
meçhuliyeti" diyoruz. Mesela, bir kalemi evinizde saklasak ve bulmanızı
istesek, kalemi bulabilirsiniz. Ama kalemi oturduğunuz şehirde saklasak
ve bulmanızı istesek, asla bulamazsınız. Hele Dünyada saklasak,
bulmanız asla mümkün değildir.

Aynı bunun gibi, bilgiler kalem
büyüklüğündedir, beynimiz ise dünyadan daha büyüktür. Kalem
büyüklüğündeki bilgiler, dünya büyüklüğündeki beyne gönderildiğinde,
düşme noktası belli olmazsa, bilgiye ulaşılamaz.

Evet bilgi
beyindedir, ama neresinde? Bilgiyi beynin belli bir noktasına
göndermeyen kişinin hali: Çölde kaybettiği yüzüğü arayan adamın hali
gibidir. Ya da okyanuslara fırlatılmış bir taşı bulmaya çalışan kişinin
hali gibidir. Yüzük ve taş küçük; çöl ve okyanus büyük olduğundan, o
eşyalara ulaşmak neredeyse mümkün değildir. Hatta bazen evimizde,
çıkardığımız gözlüğü tekrar takmak istediğimizde yerini bulamayıp
aramamızın sebebi de budur: Gözlüğü nereye koyduğumuzu bilmemek! Ancak
evimiz küçük olduğundan ve her yerine bakmak mümkün olduğundan dolayı
gözlüğümüzü kaybetmeyiz ve buluruz. Eğer evimiz bir şehir kadar büyük
olsaydı, herhalde her gün bir gözlük kaybederdik, bilgileri
kaybettiğimiz gibi…

Madem unutmanın iki sebebi vardır ki,
bunlardan bir tanesi: Beynin sağ lobunu öğrenme işinin içine sokmamak,
diğeri: Bilgileri beyne gelişi güzel göndermek ve bilginin saklandığı
noktayı bilmemektir. O halde biz iki şeyi yapabilirsek:

1- Bilgiyi öğrenirken, beynin sağ lobunu, sol lop gibi aktif hale getirebilirsek,
2-
Bilgiyi beynimize gelişi güzel göndereceğimize, belli noktalarda
saklayabilirsek, o zaman unutmanın iki sebebi yok edilmiş ve unutmama
gerçekleşmiş olur.


Hafıza eğitiminin temelinde, hayali
kullanmak ve hayalin yardımıyla beyne resim göndermek yatar. Hafıza
resimlerle ve görüntülerle ezberler. Beyinde gerçek görme ile hayali
görmenin etkisi aynıdır. Yani, hayalin göz netliğinde beyne gönderdiği
resimleri, beyin, baş gözünden gelmiş zannetmekte ve saklama merkezi
olan hafızada saklamaktadır. İşte hafıza eğitiminin temelinde, hayalin
yardımıyla beyni aldatmak vardır. Beyni aldatabilmek için de keskin bir
hayale ihtiyaç vardır.

O halde diyebiliriz ki: Hayalin gözü, baş
gözü netliğinde görebildiğinde; hayalin eli, gerçek el gibi
tutabildiğinde; hayalin bacakları, gerçek bacaklar gibi adım
atabildiğinde artık bilgi saklamaya hazırsınız demektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://karagoz.yetkin-forum.com
 
niçin unutuyoruz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ShqiLCocq & Karagöz :: GENEL :: Genel Bilgi-
Buraya geçin: